İdea Yayınevi / Fenomenler
 
Yargı Gücünün Führer'e Bağlılık Andı
Alman Yargıçlar Hitler'in önünde Nazi selamı vererek Hitler'e ve Almanya'ya bağlılık andı içiyor, Berlin, Devlet Opera Evi (fotoğrafın tarihi belirsiz).

Tüm devlet memurları için Bağlılık Antları
20 Ağustos 1934

1934 Ağustosunda Başkan von Hindenburg'un ölümünün ardından Hitler Reich Şansölyesi ve Führer olarak erki kendi üstüne aldı. Bundan kısa bir süre sonra uzun bir süredir devlet memurları tarafından edilen yemin değiştirildi ve bundan böyle memurlar Alman Anayasasına değil ama devlet başkanı olarak Hitler'e bağlılık andı içmeye başladılar. Geriye doğru bakıldığında değişikliğin Hitler'in gücünü sağlamlaştırmasında bir adım daha attığını belirtiyor olarak görünmesine karşın, o sırada pekçokları değişikliği başka türlü anladı. "Anayasa" yerine "Hitler" adının geçirilmesi ile andın Hitler'in istencini ulusun istenci ile bir olduğunu anlatacağı ve buna göre Hitler'in istencinin "yasaya uyma ve ödevlerini duyunçlu olarak yerine getirme" ilkesi ile çelişemeyeceği, Hitlerin kendi amacına aykırı olarak bir tür denetim altına düşeceği sanılıyordu. Bu yolda ant Hitler'in kişisel yetkesini Anayasa ile eşitliyor ve onun yasanın ve kamuya karşı ödevin birincilliği tarafından sınırlanmasını güvence altına alıyor göründü.

Devlet istençtir. Despotik devlet despotik toplumun devletidir ve onda uyruklar yalnızca uyuşuk uyruklardır, politik istençleri olan özgür yurttaşlar değil. Egemen güç onların kendi istençleri olarak yasa değil ama özel bir bireyin istenci olarak yasadır çünkü istençleri yoktur, çünkü istençlerinin, özgürlüklerinin, gerçek insanlıklarının bilincinde değildirler. Devletin yazgısı despotun kişiliğine bağlıdır.

 

Özgür bireyin toplumu ve devleti de onun özgürlüğünün anlatımlarıdır. Yurttaş istencini yasa yapan birey olarak gerçek egemendir, ne kendi ülkesinde ne de bütün bir yeryüzünde onun istencinin üzerinde olan başka hiçbir istenç yoktur. Egemen olan yurttaş ve onun toplumu, Yurttaş Toplumudur.

Yurttaş kavramının evrenselliği onun idealliğidir. Ve yurttaş kavramının eksiksiz realitesi, idealliği ile bir olan bu realite Yurttaş kavramının kendisini tüm tikel tarihsel ayrımlarından özgürleştirir, onu evrenselleştirir. Bu evrenselliğin saltık egemenliği Yurttaş Toplumunu ve onun Devletini ideal ve küresel kılan zemindir.

Yargı gücünün bağımsızlığı tek-yanlı, eş deyişle aptalca bir soyutlamadır, çünkü özgür bir devlette Yargı gücü yurttaşın istenci iken, yürütme ve yasama güçleri başka istençlerin, başka güçlerin anlatımı değildir. Yasama, yürütme ve yargı güçleri özgür yurttaşın istenci olarak birdir ve birbirlerinden yalıtılmış güçler değildir. Bağımsızdırlar, ve bir ve aynı istencin anlatımı olarak o denli de birdirler.

Berlin Ceza Mahkemesinin üyeleri 1 Ekim 1936'da Nazi selamı veriyorlar. Yine o gün yargıçlar için Nazi kartal ve svastika amblemini takma zorunluğu getirildi.

 

   
İdea Yayınevi / 2014